Önceden zafer kazanan Bizans imparatorlarının askerleriyle kente girdiği, üzerinde altın heykellerin bulunduğu görkemli bir anıtken, günümüzde surların yıkılmak üzere olan bir duvarı olarak zamana direnen Altın Kapı, Yedikule Hisarı’nda konser verilen sahnenin arkasında İstanbullulardan saklanıyor
Yedikule Hisarı çevresi, 60 yıldır herhangi bir yenileme çalışmasına alınmadığı gibi ‘Kültür Başkenti Projesi’ kapsamına da alınmayarak bir anlamda kaderine terk edildi. İstanbul’un en eski yapılarından biri olan Yedikule Hisarı geçtiğimiz yıllarda STI (Swiss Turkish International) isimli bir şirkete kiralanarak konser organizasyonlarının yapıldığı bir yer haline getirilmişti.
Yedikule Hisarı’nda kapsamlı bir çalışma yapılmadığını vurgulayan Bizans ve Osmanlı sanat tarihinin ülkemizdeki önemli isimlerinden Prof.Dr. Semavi Eyice, arkeolojik çalışmaların ardından hisarın içinde özellikle Bizans döneminden kalıntılara rastlanılabileceğini belirtti.
‘Yedikule, tiyatro salonu
değildir’Hisarın, tarihi özelliği dışında kullanılmasını eleştiren Eyice, “Bu hisarın, aslına sadık kalınarak içindeki tüm sanat eserleriyle birlikte restore edilmesi gerekir. Yedikule Hisarı, konser salonu ya da tiyatro alanı değildir. İstanbul’da konser yapılacak alan kalmadı da henüz araştırılmamış bu tarihi mekânı mı tahrip edelim.” şeklinde konuştu.
Altın Kapı ve Yedikule Hisarı’nın önemine değinen Prof.Dr. Eyice, “Altın Kapı, imparatorun zafer alanına girdiği kapıdır. Kapı, mermerden yapılmıştır. Sütunların önünde ve arkasında altın yaldızlı bronz harflerle İmparator Theodosios’a hitaben ‘Kapıyı yaptıran, altın bir devir yarattı’ yazmaktadır. Yani kapının altınlığı kendisinde değil, maneviyatından geliyor.” dedi.
Genç Osman’ın
boğdurulduğu yerYaptığı araştırmalarla Osmanlı tarihi alanında da bilgi sahibi olan Eyice, Yedikule Hisarı’nda geçmişte bazı önemli devlet adamlarının tutulduğunu, ilk Osmanlı Hazinesi olan Hazine-i Hümayun’un burada saklandığını ve padişah Genç Osman’ın burada boğdurulduğunu söyledi.
50 yıl önceye kadar var olan yazılar
günümüzde yok olmuş“Yedikule Hisarı’nda önemli evrakların saklanırdı. Kitabeler Kulesi, Top Kulesi, Bayrak Kulesi gibi kulelerde eski dönemlere ait yazılar bulunmaktaydı. Ancak sonradan gittiğimde korumaya alınmadığından yazıların tahrip edildiğini, kırıldığını gördüm. Bundan 50 yıl önce orada duran yazılar artık yok olmuş.” diyen Eyice, hisarın içindeki kulelerde geçmiş dönemden kalma duvar yazılarının tahrip edildiğine de dikkat çekti.
Altın Kapı’yı Bizans sanatı açısından ele alan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Bizans Sanatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Engin Akyürek, İstanbul’da bugün Yedikule surlarıyla birleşmiş olan Altın Kapı’nın (Porta Aurea) tören kapısı olarak zafer takı biçiminde inşa edildiğini söyledi.
Batı’nın Doğu’ya açılan
ilk kapısıBizans İmparatoru I. Theodosios tarafından 395 yılından önce bir zafer takı olarak yapılan Altın Kapı’nın 413 yılında II. Theodosius surları yapıldığında, bu surlara entegre edildiği sanılmaktadır. Altın Kapı’nın (Porta Aurea) tarih boyunca imparatorların İstanbul’a giriş yaptıkları yegane kapı olduğunun altını çizen Akyürek, “Zafer kazanan imparatorlar, batıda Trakya yönünde uzanan ‘Via Egnatia’ denilen yoldan gelip, Altın Kapı’dan geçerek Ayasofya’ya ulaşmıştır. Kenti ziyaret eden önemli konuklar da bu kapıda karşılanırdı. Bu anlamıyla Altın Kapı, ‘Batı’nın ‘Doğu’ya açılan ilk kapısı olmuştur.” diye konuştu.
Akyürek, bu yapının, döneminin sanat harikalarından biri olduğunu vurgulayarak “Kapının üzerinde İmparator Theodosius’un, zafer tanrıçası Nike’nin ve iki büyük fil heykelinin olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Ancak, depremler ve doğal tahribatlar nedeniyle bu heykeller günümüze ulaşamamıştır. Yalnız, kuzey kulenin saçağında, çok güzel bir kartal kabartması halen durmaktadır” dedi.
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, Altın Kapı’nın iç tarafından çevresine üç büyük burçtan oluşan bir sur ilave ederek hisarı beşgen şeklinde 7 kuleye sahip bir yapı haline getirmişti. Böylece Altın Kapı ve çevresi, Bizans-Osmanlı çağı yapılarıyla bütünleşip ‘Yedikule Hisarı’ adını aldı.
Şehristanbul dava açtı Yedikule Hisarı’nın uluslararası STI (Swiss Turkish International) adlı şirkete kiralandığını ancak bu şirketin konser organizasyonları dışında bir çalışmada bulunmadığını söyleyen Şehristanbul Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Tuna anlaşmanın iptali için Maliye Bakanlığı’na dava açtıklarını belirtti.
Tarihi dokuya zarar
veriliyor!Hisarın Kültür Bakanlığı’na bağlıyken Maliye Bakanlığı’na devredilip daha sonra da 30 yıllığına STI şirketine kiralandığını ifade eden Tuna, şirketin Yedikule Hisarı’nın tarihi dokusuna zarar verdiğini, bölgedeki ağaçların kesilerek hisarın zeminin tahrip edildiğini vurguladı.
Dava sürecine ilişkin bilgi veren Sibel Tuna, 2004’te Maliye Bakanlığı’na açtıkları davayı kazandıklarını ve sonrasında davanın temyize taşındığını açıkladı. Ancak Danıştay’ın verilen kararı onadığını ve Yedikule Hisarı’nın STI adlı şirketten alınarak Kültür Bakanlığı’na devri konusunda karar çıktığı söyledi.
Kültür değil Maliye
Bakanlığı’na devredilmişBu süreçten sonra Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın da altında imzası olduğu sözleşmenin iptalinin gerektiğini belirten Tuna, “Son gelinen noktada mahkeme kararı olmasına rağmen bazı bürokratik engeller yüzünden Maliye Bakanlığı bu şirketi Yedikule’den çıkartamıyor. Kararın çıkması yetmiyor bir de yetkililerin bunu uygulamaya koyması gerekiyor. Alınan bilgiye göre Maliye Bakanlığı’nın sözleşmenin tam iptali için bu şirkete dava açması gerekiyormuş. Aslında işin ilginç tarafı, böyle bir tarihi mirasın Kültür değil de Maliye Bakanlığı’na devredilmiş olmasıdır.” dedi.
2010 projelerinde yokBirinci derece SİT alanı olan Yedikule Hisarı’nın surları ve çevresinde daha önce yenileme çalışmalarına başlandığını, ancak UNESCO yetkilileri tarafından, bu çalışmaların aslına uygun yapılmaması sebebiyle durdurulduğunu belirten İstanbul Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama ve Denetim Müdürü Mehmet Şimşek Deniz, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi kapsamında bu bölgede bir çalışma yürütülmediğinin altını çizdi.
Mehmet Şimşek Deniz, Yedikule Hisarı’nın 2010 yenileme çalışmalarına alınmamasının nedeninin, buradaki devir teslimle ilgili olmadığını da iddia etti.